29 Temmuz 2017 Cumartesi

Türkün Ergenekon’dan 2. çıkışı

karatas1

     Bugün tarihin tozlu sayfaları arasında biraz gezineceğiz. Unutulmuş ve unutulmaya yüz tutmuş emekleri, alın terini, Türk sanayisinin başat aktörü Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın serencamını biraz hikayemsi, biraz destansı bir dille anlatacağız. Fabrikaların kuruluş hikayesini okuyup incelediğimizde, bütün bir milletin emeğini, çalışkanlığını, umudunu görüyoruz. Çünkü Türk Milleti’nin göz bebeği olan bu kurum, milli sanayimizin de lokomotifliğini üstlenmiştir.

     Demir çelik fabrikaları ile cumhuriyet milli sanayiye yetişmiş insan gücü ve tecrübe kazandırmış;  çalışanların verimliliğini, mutluluğunu arttırmak için bütün beşeri ihtiyaçlarını dikkate alan, çalışanını önce insan yerine koyan yeni bir şehir yaratmıştır: YENİŞEHİR. (Ne yazık ki şehir büyüyüp gelişirken yaratılan yeni şehir örnek model olarak benimsenmemiş ve şehircilikte ikili bir düzen oluşmuştur.) Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın hikayesi aslında cumhuriyet tarihinin daha bir çok hikayesinin özü/özetidir.

     Türk milleti, mavi gözlü sarı saçlı bozkurt Atatürk‘ün liderliğinde gericiliğin, geri kalmışlığın, fakirliğin, güçsüzlüğün ve karanlığın kuşattığı Anadolu’nun makus talihini Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nı kurarak ekonomik olarak da yenmiştir. Atatürk, bir anlamda Türk’ün Ergenekon’dan ikinci çıkışına önderlik etmiştir.(*)

      Türkiye Cumhuriyeti’nin İsmet İNÖNÜ, Celal BAYAR, Fevzi ÇAKMAK gibi değerli yöneticileri de milli sanayimizi tuğla tuğla yükseltmişler ve hedefe  ulaştırmak için üstün gayret sarf etmişlerdir.

     Elleri öpülesi öğretmenlerimizden emekle, kanla, canla yoğrulmuş bu hikayeyi geleceğimizin teminatı çocuklarımıza anlatmalarını ve Türkiye’nin aydınlık yarınlarına destek olmalarını bekleriz.
Girişimci senaristlerimizden, sanatçılarımızdan Ergenekon’dan ikinci çıkış anlamına gelen Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın macerasını şiire konu etmelerini, romanlaştırmalarını, senaryolaştırmalarını, filmleştirmelerini isteriz.

     Karabük Demir Çelik, Türk sanayisinin “Çanakkale”sidir. Olmayan demirle, olmayan kömürle ve sermaye, fen adamı, tecrübe, yetişmiş eleman, insan gücü, sağlık ve ulaşım ihtiyacı eksikliğiyle çıkılan yolda, harcanan mesai, yapılan istişareler, alınan tedbirlerle olmazlar oldurulmuş, yokluğun ve yoksulluğun demir dağı eritilmiş, aydınlığa bir yol açılmıştır.

     Hani Çanakkale şehitleri için demişti ya merhum Akif; “Gömelim gel seni tarihe, desem sığmazsın!” İşte aynen öyle; Kömür ve demir madenlerinde ter döken, can veren, tren yollarında nefessiz kalan, o trenler geçsin diye dağları murçla, çekiçle, kazmayla, kürekle, balyozla delen, bu uğurda yaralanan, sakatlanan, canından olan, eşinden çocuğundan evinden barkından ayrı kalan Türk’ün yiğit evlatlarının her biri  “Seyit Onbaşı”dır gözümüzde.

     Bu hikaye de öyle, sığmaz tarihe. Karabük Demir Çelik Fabrikaları, Türk milli sanayisinin liderliğini yapmış, yurdun pek çok yerinde onlarca fabrikanın kurulmasına öncülük etmiş, ürettikleriyle köprü olmuş, yol olmuş, yurdum insanına sıcak ev olmuş ve ekonomik şartların getirdiği noktada özelleşerek Türk halkının, Türk müteşebbisinin elinde Türk milletine hizmete devam etmiştir.

     Karabükümüzü yöneten mülki amirlerden, mahalli yöneticilerden ve Kardemir’in değerli yöneticileri ile ortaklarından “Karabük Demir Çelik Fabrikaları”nın macerasını yapacakları araştırma, inceleme ve okumalarla önce kendilerinin değerlendirmelerini, sonra her türlü iletişim materyallerini kullanarak özelde Karabük’te yaşayan her yaştan ve her meslekten insanımıza, genelde Türk insanına ulaştırmalarını, bu amaçla projeler ortaya koymalarını, yarışmalar düzenlemelerini, çalışma gurupları oluşturmalarını, şehrimizin ilk ve orta seviyedeki okulları ile Karabük Üniversitemizin öğrencilerini bu çalışmalara paydaş olarak dahil etmelerini umuyor ve bekliyoruz. Bu çalışmaları yapan insanlarımız da takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir. Unutmayalım ki iyi örnekler ödüllendirilmez, hatırlanmaz ise daha iyileri ve yenileri için toplumda istek uyandıramaz ve güç biriktiremeyiz.

iç sayfa 4

25 Şubat 2016 Safranbolu

Not: Bu çalışmada Tarihçi yazar Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU’nun “Türkiye’nin İlk Ağır Sanayi Kenti  KARABÜK” kitabından yararlanılmıştır.
Fotoğraf tasarım: Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU
(*) İfade Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU’na aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder