12 Nisan 2013 Cuma











Anadolu

Türk’ün ve batılı sırtlanlar tarafından zulme uğramış her milletin sığınağı olmuş Anadolu’da kurulan son Türk Devletinin şemsiyesi altında yaşıyorduk.
Bu huzur, bu güven, bu rahat battı bize!
Ezilmişlik ve zulüm edebiyatını din ile soslayarak gücü ele geçirenler, kuluçka devresini tamamladıkları kozalarından yırtıcı sırtlanlar biçiminde çıktılar.
Çıkar çıkmaz bu mazlum milletin evlatlarına salyalı dişlerini geçiriverdiler.
Türkün, bayrağının,
Sınırlarının,
Üniter yapısının,
Milli birliğinin, ayaklar altına alındığı, dalgasının geçildiği bir dönemden geçiyoruz.
Bunu yapanlar, İstiklal Marşının kabulünü, Mehmet Akif Ersoy’u, Çanakkale Zaferini, Şehitler Gününü, Gösterişli program ve yarışmalarla kutlayarak, yaptıkları rezilliği bu kutlamaların şalı altında gizlemekte.

“Sakarya”
Bu şiir gençlik yıllarımızın abide şiiridir. Şiir olarak hala öyledir. Ama “Sakarya” nidalarıyla imkan ve gücü ele geçiren yapı, bu şiirin ruhunu öldürmüş ve kelimelerin ifade ettiği anlamı yok etmiştir. “Sakarya” şiirinin dizeleri, artık beni hiç duygulandırmamakta.

Mekke’nin 1500 yıl önceki müşrikleri gibi günümüzün Müslümanları da menfaatlerine kavuşmak için Allah ile aralarına aracı koyan bir yapı oluşturdu. Bu yapı sonunda siyaseti de hakkı da insanlığı da teslim aldı.
Müşrik Allah'ın varlığını kabul eder, yerleri ve gökleri Allah'ın yarattığını bilir fakat Allah'a ortak koşar, şirk eder, şirk kelimesi ise kelime anlamıyla ortak demektir, şirket kelimesi de bu kelimeden türemiştir.
            Bize şah damarımızdan yakın olan Allah’a ulaşmak için, türlü çeşit yapıları kullananlar tam bir şirk içindedir. Şirk koşmada Ebu Cehilden bir farkları yoktur. İşte bu yapı bu gün Türkiye’yi Türk insanını teslim almıştır. Maalesef millet bunun farkında değildir. Ve ya işlerine öyle gelmektedir.

            “Yalan”
Yalana gelince, yalan bütün soslarıyla millete servis edilmektedir. Kimse ise dün onu demiştin, bu gün tam tersini yapıyorsun diye sorgulamamakta. Yalan toplumu tam anlamıyla çürütüp yok etmekte, toplum tam anlamıyla tefessüh etmektedir.

“Vatan”
Vatan da bu gün koca bir yalan olmuştur, aynı millet gibi! İstemeden verilenlerin millet kıymetini bilememiş ve bu elbise onlara bol gelmiştir.

“Tavşan Deliği”
Türk Milleti, içine düştükleri tavşan deliğinden çıkmadıkça, kendilerine sunulan sanal dünyada, ne kaybettiklerini bilemeden, yaşamanın ne olduğunu anlayamadan sonunda mikroorganizmaların parçaladığı bir çöpe dönüşecektir.
Bunu hak etmiyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder