14 Nisan 2013 Pazar

Demir tava geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti!


Demir tava geldi kömür bitti, Akıl başa geldi ömür bitti!

Sıcak demirci ustası Kazım Madenoğlu, Safranbolu Demirciler Çarşısı’nda ekmeğini ateşten ve demirden çıkaran bir sıcak demir ustasıdır. Teknolojinin ilerlemesinin bir sonucu olarak bu alanda çok geniş malzeme yelpazesi ile işlevsel ürünler ortaya çıkmıştır. Geleneksel sıcak demircilik alanında eskiden hayatımızda çok önemli yer tutmuş olan ürünler artık kullanılmamaktadır. Ve bu meslek dalı her geçen gün kaybolmaya yüz tutmaktadır. Bu gün küçük bir dükkânda sıcak demir ustalığı yapara k, ateşin karşısında alın teri döken, el emeği ve göz nurunu, demire katarak geçimini sağlayan Kazım Madenoğlu, otuz yıldır hiç ara vermeden mesleği yaşatmanın mücadelesini veriyor.

—Hayırlı işler efendim. Nasılsınız, sizi tanıyabilir miyiz?
—Sağ olun, hoş geldiniz. Ulus doğumluyum, Elli beş yaşındayım. İlkokulu bitirdikten sonra Karabük’e ortaokula gittim. Bir müddet İmam hatip lisesinde okudum. Okumayı sevmediğimden, okuldan ayrıldım ve hayata atıldım.

—Çocuklarınız var mı efendim?
—Evet, iki tane kızım var

—Allah bağışlasın. Peki, onları hangi mesleğe yönlendireceksiniz?
—Şimdi günümüzde geçerli bir meslek bilgisayar efendime söyleyeyim. Böyle ne kadar teknoloji ile meslek onlara yöneliyorlar. Zaten bizim yönlendirmemize gerek yok onlar gündemi takip ederek gereken yerlere müracaat ediyorlar.

—Kazım Usta, demircilik mesleğine nasıl adım attınız? Bize sıcak demircilikle ilgili neler anlatabilirsiniz?
—Çocukluktan beri demircilik mesleğine ilgi duyduğum için sıcak demircilik mesleğine girdim. Ozamandan bu yana bu mesleği yapıyorum

—Kaç yıldır bu mesleği yapıyorsunuz? Demircilik mesleğinin zorluklarından bahseder misiniz?
—1982’de bu mesleğe girdim. Yaklaşık 30 yıldır da yapmaya devam ediyorum. Mesleğimiz yorucu, ağır bir meslektir. Her şeyden ziyade bizi en çok üzen işlerin olmayışı yani bir anlamda teknolojinin getirdiği imkânlara yenik düşüyoruz.

—Demircilik mesleği için gereken yetenekler nelerdir?
—Yalnız demircilik mesleğinde değil, bütün meslek dallarında o meslekle ilgili aranılan özellikler vardır. Demircilik mesleğini yapacak kişiler, güçlü, sağlıklı dayanıklı aynı zamanda sebatkâr insanlar olmalıdır.

—Elde ettiğiniz miktar size ve ailenizi geçindirmeye yetiyor mu?
—Çok şükür geçinip gidiyoruz. Ama arzu ettiğimiz hayat standardını yakalayamıyoruz tabi ki.

—Bu meslekte herhangi bir sağlık sorunu yaşıyor musunuz?
—Elimize falan demirde çapak sıçrıyor. Geldiği zaman değdiği yeri yakarak deliyor. Zımpara taşımız var burada. Zımpara taşıyla malzeme tutuyorken gözlük takmamıza rağmen bu taş patlayıp gözlüğümüzü kırabiliyor. Sağından solundan çapak girebiliyor. Gözümüze sıcak çapak girip orayı oyuyor. Doktora gidildiğinde zımba gibi bir aletle gözümüzden alıyor.

—Örneğin bir nesneyi yaparken hangi aşamalardan geçiriyor ve içine hangi maddeleri katıyorsunuz?
—Biz yapmış malzemeler yolda, şimdi sen yolda bir çivi görsen ayağının tersi ile itersin bir kenara abranın tekerine batmasın ya da başka bir nedenle. Biz o çividen menteşe güllep yaparak geçimimizi sağlarız. Ekmek paramızı sağlarız. Tekrar bitmiş olan bir şeyi hayata geçirerek ona bir 100–150–200 sene daha hayat biçeriz.

 —Bu meslek için gereken eğitim nedir?
—Bu mesleğin eğitimi çıraklık, kalfalık ve ustalık biçiminde devam eder. Bunun haricinde kendinde de beceri olacak. Ben 1982’den beri sıcak demir işi ile uğraşmaktayım, buna rağmen kendimi hala yetişmiş olarak kabul edemiyorum ve hala kendimi usta olarak görmüyorum. Neden derseniz? Çünkü her gün yeni yeni şeyler çıkıyor, yeniçağa ayak uydurmak lazım. Önceki bilgi ve becerilerimizle devam edersek teknolojinin çok gerisinde kalırız. Kendimizi sürekli yenilemek mecburiyetindeyiz.

—Bu mesleğin yaşayabilmesi için nelerin olması gerekir?
—Sıcak demirciliğin yaşayabilmesi için, bütün mülki amirlerimizin, belediyelerimizin ve meslek örgütlerimizin yakın ilgi göstermeleri gerekir. Zaman ve teknoloji mesleğimizin aleyhine çalışmakta. İnsan hayatını kolaylaştıracak bütün gelişmeler, Sıcak demirciliğin yaşam alanını daraltmakta. Bu mesleği müzelik kültürel bir sanat dalı haline getirmektedir. Sıcak demirciliğin bittiğini bir şeyler yapmak için çok geç olduğunu söyleyebiliriz. Şöyle bitti; eskiden kazmayla uğraşılardı artık çapa var. Eskiden odunları kesmek için balta kullanırlardı. Şimdi değişik tipte ve markada motorlar var. Teknolojiye yenik düştük. Bir Adam takoz parçasını ya da kapak parçasını evine götürebiliyorsa, bize ihtiyacının kalmadığının göstergesidir.

—Evet anlıyorum. Peki, bu mesleğin turizme katkısı nelerdir?
—Şimdi malum el sanatlarını Anadolu’da sadece turistik yerlerde turizm sayesinde tek tük görmek mümkün. Son ustalara deseniz ki sizlerden sonra ne olacak? Verecekleri bir cevap yoktur. Maalesef biz de el sanatlarının en son zamanına denk gelen sanatkârlarız. Yeni yetişecek ustaların bu işlerden geçim sağlaması hayatlarını kazanması çok zor. Zaten bunun içinde hiçbir kimse eski ve tarihi zanaatlara yönelmemekte. Şimdi Safranbolu deyince sadece evleriyle Osmanlı mimarisiyle anlıyor. Fakat bu Osmanlı mimarisini yapan kim? kimler? Neler yapmış? Bunları tespit ederek bunları da günümüzde yaşatmaya çalışmak sadece Osmanlı mimarisinin evlerinin yaşamasıyla Safranbolu’da turizm olmaz. Neden olmaz? Şimdi taş ustası ahşap, marangoz, demirci efendime söyleyeyim ne kadar kapıdan girelim bacadan çıkalım. Bu tarihi evler bu saydığım sanat dallarının yaşaması ile kendini koruyabilir. O zaman bu sanat dallarının ustaları da yaşatılmalıdır. Osmanlı mimarisini günümüzden sonraki kuşaklara aktarmak bu şekilde olabilir. Yöneticilerimiz bu dediklerimizin önlemini almalı. Safranbolu’nun Dünya Miras Listesinde kalabilmesi bu geleneksel sanat dallarının da yaşatılması ile mümkündür. Mesela kaldırım eskiyecek kaldırım yapacak usta yok, marangozlara sahip çıkmazsak. Evin tamiratını yapacak usta bulamayız. Yani bunların yaşatılması gerek. Ama maalesef günümüzde artık yok olmaya yüz tutmuş sanatkârlara kadar hiçbir kimse yetirince sahip çıkmıyor.

—Halk arasında demircilik için ateşten gül olan bir sanat diyorlarmış. Bu söze bende katılıyorum. El emeği göz nuru var çünkü. Bunu bize biraz açıklar mısınız?
—Yıllar önce demirciler çarşısından yükselen çekiç sesleri bir senfoni oluşturuyordu. Oysaki günümüzde duyulan tek tük çekiç sesleri akordu bozulmuş enstrümanın yürek burkan ezgisini andırıyor. Bitmek üzere artık

—Doğru söylüyorsunuz. Evet. Kullanılan malzemelerden biri de preslermiş. İlgimizi çekti. Biraz bilgi verebilir misiniz?
—Maalesef günümüzde demirciler çarşısında hiç hoşa gitmeyen olaylarından bir tanesi, olmaması gereken bir yerde şahmerdan olayı var. Teknolojiyi buraya getirdiler. Ama esası öyle değil esası karşılıklı çekiç döverek yapması gerekir. Ama şahmerdan dediği zaman 200–300 kilo birden vuruyor. heryeri birden sallıyor. Ama ne yapacaksın bunun önüne geçemiyoruz.

—Buradan özel siparişler alıyormuşsunuz yani kılıç, kapı tokmağı vs.
—Biz burada eski tarihi şeyleri yapmaya çalışıyoruz. Bunu yapıyorken tabii ilgi çekiyor. Neden? Çünkü artık günümüzde kalmadı. Karabük’te yaklaşık 15 tane demirci var. Tabii demirciler orda da ve her yerde olduğu gibi bitti. Yalnız sadece böyle turistik yerlerde görebilmekteyiz. Biz burada Osmanlı mimarisinin evlerinin kapı tokmaklarının, çivisini, menteşesini, kilit ve zemberek yani aklınıza ne geliyorsa demir işi üzerinden he r şeyi yapıyoruz.

—Burada ne tür aletler yapıyorsunuz?
—Biz burada kapı tokmakları, anahtar, kilit, kılıç, mızrak, sürgü, dışkapının dış mandalı, menteşe, güllep yapıyoruz

—Peki anlıyorum. Dış kapının mandalı sözünün bir hikâyesi var mı? Bize anlatabilir misiniz?
—Halk arsında dış kapının dış mandalı derler hani kapı açarsın kilidi de anahtarla açarsın en son dış kapının dış mandalını kaldırırsın. Bunun bir aynası vardır. Demir vardır. Demir yukarıya doğru gider, onuda kaldırdıktan sonra tahtası vardır. Tahtasından kurtulur. Kapı açılır. Dış kapının dış mandalı odur.

—Birde şov gösterileri yapıyor musunuz? Biraz bahseder misiniz?
—Bize televizyon programları geliyor. Onlara şovlar yapıyoruz. Biz bunları yaparak turizme katkıda bulunuyoruz. Biz esnaflar olarak yöneticilerin bizlere sahip çıkmasını istiyoruz.

—En çok hangi ülkelerden ilgi görüp sipariş alıyorsunuz? Anlatabilir misiniz?
—Turistler bu tarz sanatları çok iyi tespit ederek geliyorlar. Saatlerce inceliyorlar. Mesela buradaki bir kapı tokmağını alır eline sever okşar bunu. Ama bizim kendi halkımız buna peçete var mı bez var mı? Deyip peçeteyle tutar bunu. Ama o dışardan gelen vatandaş benim yapmış olduğum ürünü elleriyle adeta bunu sever, okşar, inceler, bakar. Elim kirlendiyse yıkarım der. Ama biz deriz onlara elleriniz berbat olacak onlar önemsemez. Bu emeğe saygı gösterirler.

—Demircilik mesleğinin kaybolmaması için neler yapıyorsunuz ya da bekliyorsunuz?
—Demircilik mesleğinin kaybolmaması için çekirdekten yetişmen lazım. Biz de artık en son zamanlarına denk gelen sanatkârlarız. Bizden sonrada bu işler bitti artık. Taşıma suyla değirmen dönmez. Altının kıymetini sarraf bilir. Bu yüzden bu sanatın kıymetini biz biliriz. Bu iş sevgi ister yürek ister. Bu işi seversen ortaya çıkar. sevmessen olmaz. Benim iki tane kızım var. Damat tarafı bu işi yapmaz. Ben ölünce de çağıracaklar hurdacıyı. Hurdacı yüklenecek alacaklar işte 3–5 kuruş.  

—Yani siz bu iş sevmeden yapılamaz diyorsunuz?
—Kesinlikle. Eskiden demirciler çarşısı senfoni oluşturuyordu. tiktikitiktiki. Herkes işinin başındaydı. Herkes bir iş yapıyordu. Bir arkadaşımız kapı tokmağı bir arkadaşımız kazma bir arkadaşımız kılıç yapıyordu. Geçimini sağlıyordu. Benim şu dükkânımdaki aletleri bir listeye sıralasan 20 tane A4 kâğıdı dolar. Efendime söyleyeyim demirci olsun, semerci olsun, nalbantçı olsun onların buralar kalbi gibidir. Kalbi durursa yaşam biter. Yani bu sanatkârlar kaybolursa Safranbolu biter

—Bize verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Bilgi sahibi olduk demircilik hakkında.
—Her zaman insanımızın emrindeyiz. Demirciliği tanıtmak bizim görevimizdir.






İlayda YILMAZ                                                         Elif DURMUŞ
Ünsal Tülbentçi İ.O. 8/B Sınıfı Öğrencisi                Ünsal Tülbentçi İ.O. Türkçe Öğret.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder