Bu gün 69 yaşında
olmasına rağmen, Safranbolu Saat Kulesinin bakımını 45 yıldır hiç aksatmadan
sürdürmekte olup, 12 metre yüksekliğinde ki kulenin 42 basamak merdivenini her
gün inip çıkmakta, saatin bakımını gönüllü olarak yerine getirmekte, aynı
zamanda tarihi saat kulesi ile ilgili yerli ve yabancı turistlere rehberlik
yapmaktadır. Her gün artan sayısıyla 30 binin üstündeki turist, İsmail
ULUKAYA’nın rehberliği ile bilgi sahibi olmaktadır.
“Safranbolulular
sizlere bir saat hediye edeceğim, evinize ve cebinize…”
İsmail
ULUKAYA, Safranbolu’muzun yaşayan değerlerindendir. Kendisi saya ustasıdır.
Uzun yıllar yemenicilik sanatıyla uğraşmış, yemenilerin sayalarını yapmıştır.
İsmail ULUKAYA, aynı zamanda Safranbolu tarihinde önemli bir yer tutan tarihi
saat kulesinin de bakımından ve turizme hizmet vermesinden sorumludur.
—Merhaba, nasılsınız İsmail amcacığım?
—Merhaba
yavrum hoş geldin.
—-Safranbolu’nun kültürel değerleriyle
ilgili sizinle bir röportaj yapmaya geldim.
—Tabii
ki buyurun. (Saat çalar.)Efendim, kızımız saatimize hoş geldiniz. Sesini de
duydunuz. Saatimizin özelliği sesindedir. Evet, saatimizi özetleyelim size.
Saatimizin sahibi sadrazam İzzet Paşa’dır. Demirciler çarsındaki İzzet Paşa
camisinden bahsediyorum.1796 yılında İzzet Paşa Camii yapılmış ve III. Selim
döneminin sadrazamı kendisi.”Safranbolulular sizlere bir saat hediye edeceğim,
evinize ve cebinize…”diyerek 1797’de bu kuyruklu saati yaptırmış. Çanımızın
arka kısmında orijinal tarihi var. Saatimiz 215 yıllıktır.
—Sadrazam İzzet Paşa evinize cebinize birer
saat derken ne anlatmak istedi acaba?
ize bir saat hediye ediyorum. Niye? Safranbolu’nun 2 türlü uygulaması var. Biri yazlık, biri kışlık ev. Şuan tarihi çarşı dediğimiz yer kışlık bölge. Saatimiz biraz önce vuruşunu yaptı ve zemin yüksekti.12 m yükseklikteyiz şu anda.8 tane pencere var. Bu pencereler tel örgü saatin sesi daha iyi duyulsun diye. Halkımız sesinden yararlanıyor. Yani biraz önceki sesi halkımız duymuş oldu. Aynı akım ilkbaharda çok uzaklara taşınabiliyor. Eski yıllarda olduğu gibi halkımız bu sese alışık.
—Bize biraz saatin özelliklerinden bahseder
misiniz?
—Saatimiz
kayıtlarda el yapımı ve en eski saat olarak geçmektedir. Saatimiz ağırlıkla
çalışıyor.109+68 kg. Niye 109 kg? Az
önce buçuğa geldiğinde vuruş için balyoz gibi bir ağırlık kaldırdı. Bu kurma
kolu saat ağır olduğu için kaldıraç görevi yapıyor. Bununla ben saati şimdi
çevireceğim ve saati sembolik olarak kurmuş olacağım. Aşağıdaki 109 kg. yukarı
getirdik ve önümüzdeki Pazar günü yani 7 gün içinde saati tekrar kurmamıza
gerek kalmayacak. Günümüz saatleri pil taktığımızda 1 sene çalışıyor. Duvar
saati olsun, kol saati olsun, masa saati olsun hepsi pille çalışıyor.
—Safranbolu’ya hediye edilen bu saat nerede
yapılmış ve bakımı nasıl sağlanmış?
—Günümüzde ülkelerarası ticaret olduğu gibi o
zamanlarda varmış. İzzet Paşamız, bu saati 1700 yıllarında İngiltere’ye sipariş
vermiş, gemilerle de getirtilmiş. Sonra bu kuleyi yaptırmış ve bu emaneti
bizlere teslim etmiş. Büyüklerimizde bu saati uğraşıp, çabalayıp 1965’lere
kadar getirmişler. O yıllarda benim ortak çalıştığım Rıfat CONKOĞLU ustamız
1977 sonlarında bana bu saati öğretti ve ben 47 yıldır da bu saatin devamını
sağlıyorum. Bakım ve korumasını da yapıyorum.
—Peki, Safranbolu Tarih Saat Kulesi’’ndeki
gibi ülkemizde kaç saat vardır, biliyor musunuz?
—Ülkemiz
arşiv kayıtlarında bu saat gibi 80 tane kadar saat bulunmakta ama 20’nin üzerinde
saatin kaydı var kendisi yok, ya da çok bakımsız. O nedenle bunlar Gazi
Üniversitesi tarafından dikkate alındı. 2010 yılının Mayıs ayında Saatler
Sempozyumu yapıldı. Yurtiçi,
yurtdışı su saati, kum saati, güneş saati kayıt altın alındı. Aklınızda olsun,
ülkemizin en yaşlı saati Safranbolu saati olduğu için de Saatler Sempozyumu
müzemizin konferans salonunda yapıldı.120’nin üzerinde profesör ve hocalarımız
tarafından 15’er dakikalık slâytlarla o saatlerin tanıtımı yapıldı. Bence güzel
bir uygulama oldu. Ülkemizin toprakları bizlere emanet olduğu gibi bu
değerlerimiz de bizlere emanettir. Bu eserlere halk olarak bizler sahip
çıkacağız. Teşekkür ediyorum. Başka sormak istediğiniz var mı?
—İsmail amca, bu işi severek mi
yapıyorsunuz? Bu işin sizin için riskli
bir yanı var mı?
—Kızım, bu işler gönül işidir. Araştırma yaptım, saat
kulesinde görev yapan Safranbolu yaşlılarından dördüncü kişi oluyorum. Yaşım
itibariyle o görev yapan büyüklerimizin bazılarını tanıyamadım. Nuri Ustamız varmış. Köprülü Mehmet Paşa Camii avlusunda saatçilik yapan Hakkı Ustamızı ve Arasta Çarşısı’nda Rıfat CONKOĞLU Ustamızı tanıdım. Bunlar
saati 65 sene korumuş, bugüne getirmişler ve daha sonra da bana teslim edildi.
Ben de o emanetçilerin emanetçisi olarak emanet görevimi layıkıyla yapmaya
gayret ediyorum. Bu hizmetin devamını sağlıyorum.
—İsmail Amca Allah size uzun ömürler versin
ama siz rahatsız olduğunuzda, bir işiniz olduğunda bu sorumluluğu alabilecek
biri yetiştirdiniz mi?
—Kadro yok dediniz ama buraya bir
görevlendirme yapılsa, bir şekilde bu hizmet yerine getirilemez mi?
—Ben şu
anda burada rehber gözüküyorum. Ama saatin bakımdan sorumlu kadrosu olan,
sigortası olan birini de yetiştirmek gerek bence. İnşallah biraz önce de
dediğim gibi nasıl meslekler dikkate alınıp devamı sağlanacaksa, biz de bu
mesleklerin devamını sağlayacağız. İlerde sigortası, maaşı olur derim. Safranbolu,
zaten dünya markası bir şehir. Kültür Bakanlığınca 1976’larda koruma altına
alındı ve UNESCO tarafından da 1994’lerde korumaya alındı. Dünyada 60 tane
değişime uğramayan kent kalmış. Safranbolu 20.sırada. O yüzden bu turizme sahip
çıkalım derim.
—Sizce Tarihi Saat Kulesi’nin Safranbolu
için önemi nedir?
—Önemli,
her şeyden evvel ülkemizin en yaşlı saatidir ve çıkılabilen saattir.
Düşünebiliyor musunuz? Biraz önce ne demiştim 80 kadar saat kulesi var ama
çıkılabilen ve en eski olan Safranbolu saati. Onun için bu bir simge. Yani ülkemiz
içinde bir simge. İnşallah önümüzdeki nisan ayının 17–23 arasında saatler sempozyumunda
80 kadar saat içinden seçilen15 tanesinin maketi, Saatimizin çevresine
konulacak ve Saatler Müzesi olarak ziyarete açılacak..
—Peki, Safranbolulular bu saatin
kıymet’inin farkındalar mı?
—Maalesef
değiller. Kendi ülkemiz bile bu değerlerin farkında olamıyor. Yani ancak
misafirler gelirse, saatimize veya müzemizi gezdiklerini görüyorum ben.
Safranbolu’muzda bu nedir, nasıldır diye sorup bilen çok az insan var. Ancak yabancı
misafirler geldiğinde müzemize veya saatimize geziyorlar. O nedenle öncelikle
bulunduğumuz yeri kendimiz tanıyalım ve tanıtalım. Safranbolu’yu tanıtmak için
broşürler var ama bilgi bakımından, bilgi vermek daha ayrı. Bu yüzden
Safranbolu'muzu tanımak için 2 veya 3 gün kalmak lazım geliyor. Her
mahallesinin tarihi özelliği olan bir yer burası.
—İsmail amcacığım, hava soğuk, siz belli
bir yaştasınız, burası yüksek, üstünüzde kabanınız var, atkınız var. Nasıl
oluyor da yüzünüzdeki tebessüm eksilmeden bu işi nasıl başarabiliyorsunuz?
—Efendim,
doğru yere geldiniz. Burada tam 42 basamak var. Ancak ben alıştım, şunca yıldır
bu basamakları inip çıkıyorum. Benim içinde bir anlamda spor oluyor. Tabi
yaptığımız işi sevdiğimizden bu bize zor gelmiyor.
—Artık buranın demirbaşı olmuşsunuz
gördüğüm kadarıyla. Siz buradayken kaç kaymakam, kaç belediye başkanı değişti?
—Tabii
47 yıldır kimler geldi, kimler geçti ama en çok İlçe Jandarma Komutanlığı’na
gelen gidenleri biliyoruz. Yani onlarda misafir gönderiyorlar. Beni
tanıdıklarından. Elimizden geldiğince gayret gösteriyoruz, Tanıtımı yapmağa
çabalıyoruz.
Son
olarak; Safranbolu’yu bir bütün olarak tanımalıyız bence. Ama o Hıdırlık
tepesini Seyir tepesi yaptık ama orası önceden yağmur dualarının yapıldığı
yerdi. Sefere ve savaşa gidenlerin uğurlanma yeriydi orası. Safranbolu’muz
geçmişte Bartın limanına yakın olduğundan ticaret merkezi, İpek yoluna’da geçiş
yoluydu. Onun için büyük pazar burası. Sinop’tan Kastamonu’dan ticaret için
gelenlerin geçiş hattıydı Safranbolu.
—Her şey için çok teşekkürler. Sağ olun.
Saat kulesi hakkında bilgi sahibi olduk. Verin ellerinizi öpeyim. Allah’a
emanet olun. İyi günler.
—Size
de iyi günler. İnşallah Saat Kulemizi tanıtmak yolunda sizlere faydalı
olabilmişimdir.
Feyza
Berin DÖNMEZ Elif
DURMUŞ
Ünsal
Tülbentçi İO 8 B Sınıfı Öğrencisi
Ünsal Tülbentçi İO Türkçe Öğretmeni
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Sil