14 Nisan 2013 Pazar

Safranbolu Saat Kulesi


İsmail ULUKAYA, Arasta Çarşısı’nda saya ustasıdır. Geleneksel el sanatlarımızı yaşatma çabasında ki son ustalarımızdandır.
Bu gün 69 yaşında olmasına rağmen, Safranbolu Saat Kulesinin bakımını 45 yıldır hiç aksatmadan sürdürmekte olup, 12 metre yüksekliğinde ki kulenin 42 basamak merdivenini her gün inip çıkmakta, saatin bakımını gönüllü olarak yerine getirmekte, aynı zamanda tarihi saat kulesi ile ilgili yerli ve yabancı turistlere rehberlik yapmaktadır. Her gün artan sayısıyla 30 binin üstündeki turist, İsmail ULUKAYA’nın rehberliği ile bilgi sahibi olmaktadır.    

“Safranbolulular sizlere bir saat hediye edeceğim, evinize ve cebinize…”
İsmail ULUKAYA, Safranbolu’muzun yaşayan değerlerindendir. Kendisi saya ustasıdır. Uzun yıllar yemenicilik sanatıyla uğraşmış, yemenilerin sayalarını yapmıştır. İsmail ULUKAYA, aynı zamanda Safranbolu tarihinde önemli bir yer tutan tarihi saat kulesinin de bakımından ve turizme hizmet vermesinden sorumludur.
—Merhaba, nasılsınız İsmail amcacığım?
—Merhaba yavrum hoş geldin.
—-Safranbolu’nun kültürel değerleriyle ilgili sizinle bir röportaj yapmaya geldim.
—Tabii ki buyurun. (Saat çalar.)Efendim, kızımız saatimize hoş geldiniz. Sesini de duydunuz. Saatimizin özelliği sesindedir. Evet, saatimizi özetleyelim size. Saatimizin sahibi sadrazam İzzet Paşa’dır. Demirciler çarsındaki İzzet Paşa camisinden bahsediyorum.1796 yılında İzzet Paşa Camii yapılmış ve III. Selim döneminin sadrazamı kendisi.”Safranbolulular sizlere bir saat hediye edeceğim, evinize ve cebinize…”diyerek 1797’de bu kuyruklu saati yaptırmış. Çanımızın arka kısmında orijinal tarihi var. Saatimiz 215 yıllıktır.
—Sadrazam İzzet Paşa evinize cebinize birer saat derken ne anlatmak istedi acaba?
—Biraz önce saatin sesini duyduk. Ne demişti saatin sahibi? Evinize ve cebin






ize bir saat hediye ediyorum. Niye? Safranbolu’nun 2 türlü uygulaması var. Biri yazlık, biri kışlık ev. Şuan tarihi çarşı dediğimiz yer kışlık bölge. Saatimiz biraz önce vuruşunu yaptı ve zemin yüksekti.12 m yükseklikteyiz şu anda.8 tane pencere var. Bu pencereler tel örgü saatin sesi daha iyi duyulsun diye. Halkımız sesinden yararlanıyor. Yani biraz önceki sesi halkımız duymuş oldu. Aynı akım ilkbaharda çok uzaklara taşınabiliyor. Eski yıllarda olduğu gibi halkımız bu sese alışık.
—Bize biraz saatin özelliklerinden bahseder misiniz?
—Saatimiz kayıtlarda el yapımı ve en eski saat olarak geçmektedir. Saatimiz ağırlıkla çalışıyor.109+68 kg. Niye 109 kg? Az önce buçuğa geldiğinde vuruş için balyoz gibi bir ağırlık kaldırdı. Bu kurma kolu saat ağır olduğu için kaldıraç görevi yapıyor. Bununla ben saati şimdi çevireceğim ve saati sembolik olarak kurmuş olacağım. Aşağıdaki 109 kg. yukarı getirdik ve önümüzdeki Pazar günü yani 7 gün içinde saati tekrar kurmamıza gerek kalmayacak. Günümüz saatleri pil taktığımızda 1 sene çalışıyor. Duvar saati olsun, kol saati olsun, masa saati olsun hepsi pille çalışıyor.
—Safranbolu’ya hediye edilen bu saat nerede yapılmış ve bakımı nasıl sağlanmış?
 —Günümüzde ülkelerarası ticaret olduğu gibi o zamanlarda varmış. İzzet Paşamız, bu saati 1700 yıllarında İngiltere’ye sipariş vermiş, gemilerle de getirtilmiş. Sonra bu kuleyi yaptırmış ve bu emaneti bizlere teslim etmiş. Büyüklerimizde bu saati uğraşıp, çabalayıp 1965’lere kadar getirmişler. O yıllarda benim ortak çalıştığım Rıfat CONKOĞLU ustamız 1977 sonlarında bana bu saati öğretti ve ben 47 yıldır da bu saatin devamını sağlıyorum. Bakım ve korumasını da yapıyorum.
—Peki, Safranbolu Tarih Saat Kulesi’’ndeki gibi ülkemizde kaç saat vardır, biliyor musunuz?
—Ülkemiz arşiv kayıtlarında bu saat gibi 80 tane kadar saat bulunmakta ama 20’nin üzerinde saatin kaydı var kendisi yok, ya da çok bakımsız. O nedenle bunlar Gazi Üniversitesi tarafından dikkate alındı. 2010 yılının Mayıs ayında Saatler Sempozyumu yapıldı.          Yurtiçi, yurtdışı su saati, kum saati, güneş saati kayıt altın alındı. Aklınızda olsun, ülkemizin en yaşlı saati Safranbolu saati olduğu için de Saatler Sempozyumu müzemizin konferans salonunda yapıldı.120’nin üzerinde profesör ve hocalarımız tarafından 15’er dakikalık slâytlarla o saatlerin tanıtımı yapıldı. Bence güzel bir uygulama oldu. Ülkemizin toprakları bizlere emanet olduğu gibi bu değerlerimiz de bizlere emanettir. Bu eserlere halk olarak bizler sahip çıkacağız. Teşekkür ediyorum. Başka sormak istediğiniz var mı?
—İsmail amca, bu işi severek mi yapıyorsunuz?  Bu işin sizin için riskli bir yanı var mı?
 —Kızım, bu işler gönül işidir. Araştırma yaptım, saat kulesinde görev yapan Safranbolu yaşlılarından dördüncü kişi oluyorum. Yaşım itibariyle o görev yapan büyüklerimizin bazılarını tanıyamadım. Nuri Ustamız varmış. Köprülü Mehmet Paşa Camii avlusunda saatçilik yapan Hakkı Ustamızı ve Arasta Çarşısı’nda Rıfat CONKOĞLU Ustamızı tanıdım. Bunlar saati 65 sene korumuş, bugüne getirmişler ve daha sonra da bana teslim edildi. Ben de o emanetçilerin emanetçisi olarak emanet görevimi layıkıyla yapmaya gayret ediyorum. Bu hizmetin devamını sağlıyorum.
—İsmail Amca Allah size uzun ömürler versin ama siz rahatsız olduğunuzda, bir işiniz olduğunda bu sorumluluğu alabilecek biri yetiştirdiniz mi?
 —Şuan görev yapan valimiz İzzettin KÜÇÜK, Safranbolu’muzun tarihi ve kültürel değerlerini çok iyi bildiği için, unutulmaya yüz tutan meslekleri dikkate aldı. Ben 53 yıldır Kundura Sokak’taydım. Esas mesleğim olan sayacılığı yaşatmak için Arasta çarşısında bir dükkânda çalışmaktayım. O meslekleri yetiştirme bakımından. O nedenle inşallah günümüzde kalmayan yemenicilik, demircilik, semercilik, kalaycılık bunlar valilikçe, kaymakamlıkça dikkate alındı. O mesleklerden inşallah yaşatılacak. Hem bu meslekler unutulmayacak hem de işsizler iş sahibi olacak. Ama kadro gerekiyor ve bunun kadrosu yok. Kaymakamlığın görevlendirmesi ile biz bu görevi yerine getiriyoruz.. O nedenle de gelecekte nasıl meslekler dikkate alınıyorsa bunlarda alınacak. Bu emanete mutlaka sahip çıkılacak. 
—Kadro yok dediniz ama buraya bir görevlendirme yapılsa, bir şekilde bu hizmet yerine getirilemez mi?
Ben şu anda burada rehber gözüküyorum. Ama saatin bakımdan sorumlu kadrosu olan, sigortası olan birini de yetiştirmek gerek bence. İnşallah biraz önce de dediğim gibi nasıl meslekler dikkate alınıp devamı sağlanacaksa, biz de bu mesleklerin devamını sağlayacağız. İlerde sigortası, maaşı olur derim. Safranbolu, zaten dünya markası bir şehir. Kültür Bakanlığınca 1976’larda koruma altına alındı ve UNESCO tarafından da 1994’lerde korumaya alındı. Dünyada 60 tane değişime uğramayan kent kalmış. Safranbolu 20.sırada. O yüzden bu turizme sahip çıkalım derim.
—Sizce Tarihi Saat Kulesi’nin Safranbolu için önemi nedir?
Önemli, her şeyden evvel ülkemizin en yaşlı saatidir ve çıkılabilen saattir. Düşünebiliyor musunuz? Biraz önce ne demiştim 80 kadar saat kulesi var ama çıkılabilen ve en eski olan Safranbolu saati. Onun için bu bir simge. Yani ülkemiz içinde bir simge. İnşallah önümüzdeki nisan ayının 17–23 arasında saatler sempozyumunda 80 kadar saat içinden seçilen15 tanesinin maketi, Saatimizin çevresine konulacak ve Saatler Müzesi olarak ziyarete açılacak..
—Peki, Safranbolulular bu saatin kıymet’inin farkındalar mı?
Maalesef değiller. Kendi ülkemiz bile bu değerlerin farkında olamıyor. Yani ancak misafirler gelirse, saatimize veya müzemizi gezdiklerini görüyorum ben. Safranbolu’muzda bu nedir, nasıldır diye sorup bilen çok az insan var. Ancak yabancı misafirler geldiğinde müzemize veya saatimize geziyorlar. O nedenle öncelikle bulunduğumuz yeri kendimiz tanıyalım ve tanıtalım. Safranbolu’yu tanıtmak için broşürler var ama bilgi bakımından, bilgi vermek daha ayrı. Bu yüzden Safranbolu'muzu tanımak için 2 veya 3 gün kalmak lazım geliyor. Her mahallesinin tarihi özelliği olan bir yer burası.
—İsmail amcacığım, hava soğuk, siz belli bir yaştasınız, burası yüksek, üstünüzde kabanınız var, atkınız var. Nasıl oluyor da yüzünüzdeki tebessüm eksilmeden bu işi nasıl başarabiliyorsunuz?
Efendim, doğru yere geldiniz. Burada tam 42 basamak var. Ancak ben alıştım, şunca yıldır bu basamakları inip çıkıyorum. Benim içinde bir anlamda spor oluyor. Tabi yaptığımız işi sevdiğimizden bu bize zor gelmiyor.
—Artık buranın demirbaşı olmuşsunuz gördüğüm kadarıyla. Siz buradayken kaç kaymakam, kaç belediye başkanı değişti?
Tabii 47 yıldır kimler geldi, kimler geçti ama en çok İlçe Jandarma Komutanlığı’na gelen gidenleri biliyoruz. Yani onlarda misafir gönderiyorlar. Beni tanıdıklarından. Elimizden geldiğince gayret gösteriyoruz, Tanıtımı yapmağa çabalıyoruz.
Son olarak; Safranbolu’yu bir bütün olarak tanımalıyız bence. Ama o Hıdırlık tepesini Seyir tepesi yaptık ama orası önceden yağmur dualarının yapıldığı yerdi. Sefere ve savaşa gidenlerin uğurlanma yeriydi orası. Safranbolu’muz geçmişte Bartın limanına yakın olduğundan ticaret merkezi, İpek yoluna’da geçiş yoluydu. Onun için büyük pazar burası. Sinop’tan Kastamonu’dan ticaret için gelenlerin geçiş hattıydı Safranbolu.
—Her şey için çok teşekkürler. Sağ olun. Saat kulesi hakkında bilgi sahibi olduk. Verin ellerinizi öpeyim. Allah’a emanet olun. İyi günler.
—Size de iyi günler. İnşallah Saat Kulemizi tanıtmak yolunda sizlere faydalı olabilmişimdir. 


Feyza Berin DÖNMEZ                                           Elif DURMUŞ
Ünsal Tülbentçi İO 8 B Sınıfı Öğrencisi               Ünsal Tülbentçi İO Türkçe Öğretmeni      

3 yorum: